Stres, Stres, Stres… İçimiz dışımız, sağımız solumuz stres. Tüm hastalıkların kök nedeni stres. Sokakta, evde, işte, okulda stres. Evlilerde bekârlarda, yaşlılarda gençlerde stres. Yöneticide yönetilende, çalışanda çalışmayanda stres. Nedir bu stres? Dost mudur düşman mıdır? Kahrolsun mu, yoksa yaşasın mı stres?
Gezegenimiz stres gezegeni, çağımız stres çağı. Eee, ne yapalım o zaman? Stres yönetim kursları, eğitimleri ve teknikleri ne güne duruyor. Gidin ve stresi yönetmeyi öğrenin. Meditasyon yapın, doğru nefes alın, spor yapın, sevdiğiniz işi yapın… Stres diye bir şey kalmaz, mı acaba?
Bunların doğruluk payı yok değil. Ancak asıl sorun bu değil, işin özü bu değil. Çünkü sorun stres ve stresi yönetip yönetememek değil. Sorun; stresi doğru ya da yanlış tanımak, buna bağlı olarak da doğru ya da yanlış kullanmaktır.
Çocuklar da stresle içi içedir, çünkü stres gezegeninde bizimle birlikte yaşıyorlar. Ama çocuklar stresten yakınmazlar. Hiç stresi yönetmeye kalkışmazlar. Sadece kullanırlar, o kadar. Doğalı ve doğru olanı yapar çocuklar. Onlar için stres yoktur, HEYECAN ve DUYGU vardır. “Heyecan”ı “stres” olarak değil, heyecan olarak bilir ve yaşar onlar. Heyecan ve duygularla dostturlar. HeyeCAN; saf ve doğal yaşam enerjisidir. Bu enerjiyle CANlanır, koşar, coşar, öğrenir, eğlenir ve gelişirler.
STRES, bir anlayış ve tanım hatasıdır. Stres kelimesi üzerinden gitsek bile, stresin “gerilim” demek olduğunu anlarız. HeyeCAN denen yaşam enerjisi bir “gerilim”, yani enerji titreşim frekans aralığıdır. Bu frekans aralığında duygular ortaya çıkar. İşte bütün mesele, heyecan ve duyguları anlamak ve kullanmaktır.
Stres yönetimi yerine, “Heyecan ve Duygu Yönetimi” doğru tanım ve doğru amaçtır.
Gerek Terapiler ve gerekse 4İ Atölye Eğitimleri kısmında, Heyecanla ilgili diğer bilgilere ulaşabilirsiniz.