“Eğitim şart, eğitim şart…” diyenler, cinsel eğitime gelince sus pus. Acaba neden? Çünkü cinsellik tabu sayılan bir konu. Bu nedenle, tabu kavramını açmadan ve anlamadan, “cinsel sorunları” çözmek mümkün değil. Mümkün olsa, şimdiye çoktan çözülmüş olurdu zaten.
Bırakın “Cinsel eğitim” vermeyi, sözünü etmek bile tabuyu çiğnemek olur. Tabu severler ve tabu savunucular zinhar harlamaya, hırlamaya ve gürlemeye başlar. “Ateşle barut yan yana durmaz”, caiz değildir…
Caiz olan nedir zat-ı muhterem? “Haremlik selamlık” uygulamasıdır. “Cinsel eğitim” yerine “Dinsel eğitim.” Neden? Dindar nesil yetiştirince tüm sorunlar hallolur. Bu böyle biline, hır gür etmek yok…
Kızlar ve erkekler ayrı okullara gidecek, ayrı bahçelerde oynayacak, ayrı araçlara binecek… Çünkü onlar ayrı dünyaların Varlıklarıdır. Birbirlerini görmeyecek, sohbet etmeyecek, dokunmayacaklar.
Bir sorum olacaktı zat-ı muhterem. Bu neden böyle, bunun dayanağı nedir ki? “Dinimizce uygun olan budur.” Geçmiş olsun, bitti. Ne oldu şimdi? Cinsellik Din tabusu altına alındı. Din başlı başına bir tabu zaten. Bu toplumda dinsel ve cinsel konular en büyük sorun kaynağıdır. Neden? Çünkü tabu olduğu için tartışılamaz. Dogmatik inançlar dayatılır durur…
“Ateşle barut yan yana durmaz” diyenler; bu bir “namus meselesidir” diyerek, 17 yaşındaki kızını öldürmesi için 13 yaşındaki oğlunun eline silah tutuşturarak, mermideki barutu ateşletir. Sebep? Masum bir kız, masum bir erkeği sevmiş, onunla görüşmüş. Hepsi bu.
Barut ateşlenmiş, namus temizlenmiştir. Evladın biri mezara, biri hapse… Ailenin alnı ak, başı diktir artık. Hapse giren, hafifletici nedenlerle 3-5 yıl yatar çıkar. Cinsel eğitim halledilmiş olur…
Bu kadar bir tabudur cinsellik. O halde önce tabu meselesini ele almak gerek. Tabu ve Tabut, ilginç bir bağlantı…
TABU; bir şekilde kutsal ya da önemli sayılan bir şeye dokunmayı, sakıncalı ve tekinsiz kabul etmektir. Cin yerine üç harfli demek gibi. Tabu bir inançtır, Hakikatle bir ilgisi YOK-TUR.
Tabu sayılan şey gizemli, sırlı, riskli ve bazen tehlikeli varsayıldığı için; kural ve yasaklarla çevrilir, korunur. Konuşulması, tartışılması, dokunulması, kullanılması için; özel imtiyaz, liyakat ve hak gerekir. Herkesin haddine değildir, tabuya el ve dil uzatmak.
Bazı tabular günahla mahremle, bazıları ayıp ve kınamayla, bazıları ölüm tehdidi ile korunur. Tabu yıkılırsa, inanç yıkılır. İnanç yıkılırsa karizma çizilir. Ama günün birinde saf bir çocuk çıkar ve “kral çıplak” deyiverir. Hakikat çıplaktır, insanlar onu tabuya sarar sarmalar.
Allah tabu koymaz, koymamıştır. “Ben bilinmek istedim” sözü bunun en açık kanıtıdır. BAK ARA, araştır, bil ve bul…
Tabuları koyanlar, bir şeyleri korumaya çalışanlardır. Krallardır, kraldan fazla kralcı ve kuralcı olanlardır. Elbette korunması gereken Özdeğerler vardır. Ama bu tartışılmazlık ve dokunulmazlık zırhı yaratırsa, sorun kaynağı olmaya başlar. Cinsellik de böyle bir konudur.
Cinsellik nazik ve nazenin bir konudur, ama tabu değildir. Korunması istenen yön, Akıl ve Mantık çerçevesinde eğitimle öğretilirse sorun olmaz, sorun kalmaz.
“Nasıl bir cinsel eğitim aldınız” diye başlamıştık. Bir başka yazımızda bu konuya devam edeceğiz…
Yalçın Kireççi / 24 Nisan 2016