0224 221 72 00

Randevu ve bilgi için.

Ağzından Çıkanı Kulağın Duysun !

Özlü sözlere hayran olurum. Kim, nerede ve nasıl bir ortamda söylemiştir acaba diye de merak ederim. Örneğin bu “Ağzından çıkanı kulağın duysun” sözünü kim, hangi ortamda kime söylemiş olabilir? Gelin sizinle bu söze bir hayali senaryo düşünelim. Elbette çok farklı yorumlar ve senaryolar üretilebilir, ama Özlü bir söz özünden bir şey kaybetmez.

Bu söz; “Ağzından çıkanı senin kulağın da duyuyor mu acaba, lütfen duysun” şeklinde de olabilir. “Bana söylüyorsun da, ağzından çıkanı senin kulağın da duysun” şeklinde de olabilir. Sonuç aynı anlama gelir. Fakat vurgulamaları biraz değişir.

İnsan özünde saf, temiz ve masum bir varlıktır. Yeni doğan bebekler bunun en açık ispatıdır. Her bebek gülümserken insanı gülümsetir. Bir zamanlar hepimiz bebektik ve aynen böyleydik. Şimdi bile Özümüz yine saf, temiz ve masumdur. Ama biz ne hâldeyiz? Ya sözümüz nasıldır acaba?

Desteksiz atma mı demek isteniyordur. “Yolsuzluğun, rüşvetin, rantın, adam kayırmanın, kökünü kazıyacağız” diyenlerin sözüne inanalım mı? Ağızlarından çıkanı kulakları duyuyor mu acaba? Acaba söylediklerini duy, belleğine kaydet de günü geldiğinde Ben hatırlatınca, hatırla mı demek istenmiştir. “Müslüman yalan söylemez” diyen biri yalan söylüyorsa, bu da ses ve görüntü kayıtlarına girmiş ise, yalan söylediğini ispatlayan kayıtlara rağmen yine de yalan söylüyorsa durum ne olur?

Nereden nereye geldik ya HU? Özlü sözlerde zaman aşımı yok demek ki. Her an her ortamda geçerli. Demek ki Öz, her AN her yerde hazır ve nazır. Ölümsüz ve sonsuz. Yaradan, “Bana kul hakkıyla gelmeyin” demiş. Bunu söyleyenin kulağı, söylediğini duysa ne olurdu?

Görüşme dileğiyle, Özden Özünüze sonsuz selâm…

Yalçın Kireççi… 27 Ocak 2015/ Salı