0224 221 72 00

Randevu ve bilgi için.

Can Sıkıntısı

Can’ım sıkılıyor Can’ım, hem öyle bir sıkılıyor ki, nefesim daralıyor adeta. Bazen avazım çıktığı kadar bağırmak, haykırmak istiyorum. Bazen de hiçbir şey yapasım gelmiyor. Alıp başımı sessiz sakin bir yere gitmek geliyor içimden… Kimsenin beni tanımadığı uzak yerlere gitmek, kalabalıklara karışmak istiyor Can’ım. Bazen de yalnız başıma kalıp hiç kimseyi görmek istemiyor Can’ım. Ben bile Bana fazla geliyorum…

Söylemesi çok kolay, ama anlaşılması çok zor bir şey bu Can sıkıntısı. İnsanın Can’ı nedir, neresidir ki bu kadar sıkılıyor bu CAN? Büyük küçük herkesin Can’ı sıkılabiliyor. Neden sıkılır bu CAN? Biz mi onu sıkıyoruz, yoksa o mu bizi sıkıyor, bilmiyorum? Ama sıkılıyor işte. Bir bildiği ya da bildirmek isteği bir şey olsa gerek bu CANın…

Can sıkıntısını gidermek için neler yapmayız ki… Olmadık hayallere, fantezilere ve serüvenlere dalarız. Bir anlık iyi gelse de, aklımız başımıza gelince yeniden ve üstelik daha çok sıkılmaya başlar bu CAN.

Can’ımız sıkılınca; ne yediğimizi, neden yediğimizi ve ne kadar yediğimizi bilmeden bir şeyler yeriz. Bir şeyler yemek Can sıkıntısına iyi gelir. Ama kilo aldığımızı görünce Can’ımız daha çok sıkılmaya başlar.

Can’ımız sıkılınca, bazen uyumak isteriz. Uyuruz uyumasına da, uyku uykuya benzemez ki. Keyfi olmaz, salakça uyumaktır bu. Akılda yine hayaller var, rüyalar kâbus doludur. Ne kadar uyusa dinlenemez insan, uyudukça yorulur.

Can’ımız sıkılınca, bazen bir şeylerle meşgul olup Can sıkıntısını unutmak isteriz. Eğer sanal ortam imkânı varsa (internet, facebook, youtube…), geziniriz öylesine. İster cep telefonundan ister diğer araçlardan. Bir yerlere, bir şeylere ve bazen de bizim gibi Can’ı sıkılanlara takılırız. Oyunlar, videolar, mesajlar, masajlar… ne ararsan bulursun. Bulursun bulmasına da, kendini unutur ya da kaybedersin. Sonra buna da sıkılır bu CAN. Değer miydi be arkadaş der…

Can sıkıntısından kurtulmak için yapılan abuk sabuk şeyler, baş belası olur. Yağmurdan kaçarken doluya tutulmak gibidir. Gönül eğlendirmek için kişilere takılırsın sorun yaşarsın. Yiyeceğe takılırsın, kilo alırsın. Tütüne takılır tiryaki, içeceğe takılır alkolik ya da daha kötüsü bağımlı olursun. Oyunlara takılır, kumarbaz olursun. Ama Can sıkıntısı alttan alta dürter insanı yine de. Çok ısrarcıdır bu Can Sıkıntısı.

Ahha… jeton şimdi düştü işte. Can sıkıntısı kadar ısrarcı olsam BEN, var ya… neler yapmam ki… Demek ki bu Can sıkıntısı, bir konuda kendimizi sıkmamızı, disipline ederek gelişmemizi istiyor bizden. Daha üretken, yaratıcı ve cüretkâr olmamızı istiyor. Harekete geçmemiz için bizi uyarıyor bu CAN. Vay Can’ını sevdiğimin Can’ı vay…

Can’ımın kıymetini ve değerini bir anlasam var ya, onun istek ve uyarılarına kulak veririm, bir dediğini iki etmem vallahi… Önce CAN derim, Can cümleden aziz derim. Canla başla, Can’ımı dişime takar Gönlümün isteğini yaparım. Can’la (Gönül) Canan (Ben) bir olunca da samanlık (Beden) seyran olur. Sonucu gören CAN, olanlara hayran olur. Devamını getirmek için de CAN ATAR, çünkü hayat güzelleşmiş ve Gönlünce yaşanmış olur.

Demek ki bu CAN insanı, hayatını Gönlünce yaşamadığını hatırlatmak amacıyla bir uyarı olarak sıkıyormuş… Arif olan anlarmış CAN dilinden…

Yalçın Kireççi/ 25 Mayıs 2014