0224 221 72 00

Randevu ve bilgi için.

Bağımlılıklara Farklı Bir Bakış

Bağımlılığı olmayan insan yoktur bu hayatta. Havaya Suya, Toprağa Güneşe bağımlıyız. Göbekten Dünyaya bağımlıyız. Dahası, insan olarak birbirimize bağımlıyız. İlgiye sevgiye bağımlıyız. Çok açıktır ki, insanın mayasında ya da genetiğin bir bağımlılık kodu var.

Hâl böyle iken, çocuk ve gençlerdeki bazı bağımlılıklardan endişe ediyoruz. Bilgisayar, telefon, internet bağımlılığı, sigara, alkol, uyuşturucu bağımlılığı gibi…

Genetiğimizde “bağımlılık” kodu olduğuna göre, bağımlılıkları bir sorun olarak mı ele almak gerekir, yoksa bir hastalık olarak mı? Ne zaman sorundur, ne zaman değildir? Sorun ise nasıl çözümlenecek, hastalıksa nasıl tedavi edilecek? Çözümü kim üstlenecek? Kişi mi, aile mi, hekimler mi, psikologlar mı ya da kim? Yöntem ne olacak? İlaç, terapi, telkin ya da ne?

BAĞIMLILIK”; özünde ve temelinde ALIŞKANLIKtan başka bir şey değildir. Her bağımlılık, alışkanlığın bir düzeyi ve derecesidir. Tutku, takıntı ve saplantı da alışkanlığın farklı düzeyleri ve tanımlarıdır. Düzeyi ve derecesi ne olursa olsun, her Alışkanlık istendiği anda değiştirilebilir, bırakılabilir ve yönetilebilir.

Madem her bağımlılık bir alışkanlıktır, madem değiştirilebilir ya da bırakılabilir, peki neden insanlar alışkanlıklarını bırakmakta zorlanır? Neden bağımlılıklar giderek artıyor, çözümde ve yönetimde zorlanıyoruz?

Çünkü tüm alışkanlıkların 26 zihinsel yasa ile çalıştığı bilinmiyor. Aslında biliniyor da bilinmiyor. Alışkanlık Yasaları 2004 yılında SİGARA VE ALIŞKANLIK YASALARI kitabında yayınlandı. Bilimsel ispatı yapıldı. Ancak kitap bir baskı yaptı. İlgililerden merak, yetkililerden ilgi görmedi. Belki de zamanı şimdi geldi.

Alışkanlık Yasalarını bilen ve saptayan bir klinik psikolog olarak, bağımlılıkları ikiye ayırarak ele alıyorum. “Bilinçli Bağımlılık” ve “Bilinçsiz Bağımlılık”.

BİLİNÇSİZ BAĞIMLI kişi; bir şeyin esiri, kölesi ve tutsağı haline gelendir. Bağımlısı olduğu şeyden ayrı ve uzak kalamayan, canı sıkılan, bunalıma ve krize girendir. Neden bağımlı olduğunun bilincinde değildir. Yaptığı şeyi amaçsızca yapar. Yapmama iradesi yoktur. Yaparken zevk alır, sonrasında pişmanlık, suçluluk ve boşluk duygusu olur. Yapılan şey geçici ve uçucu haz sağlar. Geride perişan bir hâl kalır.

Bağımlı olunan şey yemek, kıyafet, eşya, marka, sigara, alkol, uyuşturucu madde, ilaç, kumar, yalan da olabilir.

Bir insan, övgü ve onay almak, televizyon, internet, oyun, eğlence, uyku, kitap okumak, çalışmak, spor, çay, kahve, seks, ritüel haline gelmiş bir davranış da olabilir.

Bağımlılığın konusu, maddesi ya da eylemi değişebilir, ama sonuç değişmez. Tutku, tutsaklık ve esaret vardır. İşin içinde ilgi, sevgi ve aşk vardır, ama sorunlu ve sağlıksızdır. Acı, ıstırap, özgüven kaybı, yalnızlık, anlamsızlık, hayattan uzaklaşma gibi durumlar da vardır.

BİLİNÇLİ BAĞIMLI kişi; bir şeyin Ustası, Efendisi ve Profesyoneli haline gelendir.

Bilinçli bağımlılıkta, ne yapılıyorsa bir amaçla ve Özdisiplinle yapılır. Yapılan şey Bilinçli, anlamlı ve kontrollüdür. Kalıcı doyum ve tatmin sağlar. Bilinçli bir bağımlılık kişiyi geliştirir, güçlendirir, kazandırır, saygınlaştırır, yüceltir, olgunlaştırır. Geride bir eser, sanat, bilgelik, örnek bir biyografi kalır.

Bilinçli bağımlı da bir şeye bağımlıdır, ama özgürce bir bağlılıktır bu. Mecburiyet değil, seçim ve tercih vardır. Yapılan şeye sınır ve ölçü koyabilir, çünkü iradesi güçlüdür kişinin. Yaptığı işin gerçekten Efendisidir.

Kısaca ve özetle; bağımlılıklarla ilgili sağlıklı bir çözüm aranırken, 26 Alışkanlık Yasası ve bağımlılık psikolojisi dikkate alınmalıdır. Bağımlılık bir hastalık değildir. Eğer bir hastalık olarak kabul edilirse, başarılı sonuç almak hayal olur. Bağımlılık psikolojik bir sorundur, hastalık değildir. Bu nedenle de bağımlılıklarda ilaç çözüm değildir. İlaçlar çözüm olsaydı, bu kadar bağımlılık olmazdı.

Bağımlılıklarla başı dertte olan varsa, bilinmelidir ki derdi veren dermanını da çoktan vermiştir. Sitemizin Alışkanlıklar ve Bağımlılıklar bölümlerini okuyabilirsiniz.